Milliyet’ten Ali Eyüboğlu’nun Kerem Alışık ile yaptığı röportajda Alışık; hayatı, kariyeri, ailesi ile ilgili soruları yanıtladı. Ali Eyüboğlu’na, “Sana bir sır vereyim; ben önüme böyle engel koyanlar yüzünden daha yüksek atlamayı öğrendim.” diyen Alışık; evlerinde yedi yaşından beri her gün iki saat kitap okunduğunu söyledi. Detaylar haberimizde!
Milliyet’ten Ali Eyüboğlu’nun Kerem Alışık ile yaptığı röportajda Alışık; hayatı, kariyeri, ailesi ile ilgili soruları yanıtladı. Ali Eyüboğlu, Alışık ile ailesinden, kariyerinden, sanattan ve daha birçok konudan sohbet etti. Alışık, Eyüboğlu’nun yönelttiği, “Türk sinemasının iki ünlü sanatçısının oğlusun, edebiyat dünyasının ünlü isimlerinin olduğu bir aile… Onların gölgesinde kalmamak için neler yaptın?” sorusuna, “Gölgede kalanın gölgesi olmaz ki! Yüzünü güneşe çeviren insanın gölgesi olur. Çocukken anne babama, “Topum kaçtı yardım edin duvara tırmanacağım” dedim. Bana, “Başkasının çıkardığı duvardan inemezsin, düşersin” dediler. Bunun ne kadar doğru olduğunu daha o yaşlarda anladım. Çehov’un “Vanya Dayı”sında Sonya der ki, “Yaşayacağız Vanya Dayı yaşayacağız. Bizi çalışmak kurtarır.” Ben hep buna inandım. Çalışmak benim soluğum. Çalışmak ile yol arkadaşıyız. Ünlü çocuğu ol ya da olma hiç fark etmez. Ancak ünlü bir ailenin evladı olarak olumsuz anlamda farklı bakış açılarıyla karşılaşmaktan geri kalmıyorsunuz. Sana bir sır vereyim; ben önüme böyle engel koyanlar yüzünden daha yüksek atlamayı öğrendim.” şeklinde cevap verdi.
Kerem Alışık: “Babam veya annem başımda dururdu, istersen okuma! ”
Ali Eyüboğlu ile yaptığı röportajda Alışık, evlerinde her gün iki saat kitap okuduklarını söyledi.
Ali Eyüpoğlu: “Sanatın içine doğup büyüdüğün için kendini üç ayrı konservatuvardan mezun varsayan Kerem Alışık’ın kastettiği eğitimler ne?”
Kerem Alışık: “Ailemden başta hayatı öğrendim. Ve bu öğretiyi zevkli kılan öğrendiğim her şeyin sanatla ilgili olmasıydı. En iyilerden en iyiyi öğrendim. Yazmayı, okumayı, düşünmeyi, mesleğin bütün inceliklerini, derinliklerini öğrendim. Benim doğduğum evde yedi yaşından beri günde iki saat okuma saati vardı. Babam veya annem başımda dururdu, istersen okuma! Bu alışkanlık bende hiç kaybolmadı. Mesleğiniz, hayatı insanlara anlatıyorsa, siz, hayatı o insanlardan daha iyi tanımak ve bilmek zorundasınız. O yüzden satın alınamayan şeyleri seviyorum hayatta.”
Röportajın tamamını okumak için tıklayın.