Maximagazin Rota’da bu hafta: Kız Kulesi
Boğazın göz bebeği, pek çok efsaneye konu olan Kız Kulesi’ni anlatmaya başlamadan önce hakkındaki ilginç bilgilere bir göz atmak doğru olur diye düşündük.
İşte Kız Kulesi Hakkında 8 İlginç Bilgi
- Elimizdeki bilgilere rağmen kulenin mimarı ya da kuleyi gerçekte kimin yaptırdığı belirsizdir.
- Kulenin ilk ismi, “küçük kale” anlamına gelen Arkla ya da Arcla olarak geçmektedir.
- İstanbul’un fethinden sonra kule yıkılmış ve yerine ahşap bir model inşa edilmiştir. Bu ahşap kule de kayıtlara göre 1719 yılındaki bir yangında yok olmuştur.
- Kız Kulesi’nin taş versiyonunu Osmanlı mimarlarından Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tasarlamıştır. Kuledeki kaligrafileri ise Hattat Rakım Efendi, 1857 yılında çizmiştir.
- Kule, 1830 yılındaki kolera salgınında bir karantina merkezi olarak kullanılmıştır.
- Kulenin bir deniz feneri olarak hizmet vermesi için meşale şeklinde bir fener yerleştirilmiştir. 1920 yılında bu fener, otomatik ışık sistemi ile değiştirilmiştir.
- Daha sonrasında bir radyo istasyonu olarak da kullanılmıştır.
- 1964 yılında Savunma Bakanlığı’nın hizmetine verilmiştir. 1982 yılında ise Denizcilik İşletmelerine. Bu tarihten sonra kule 49 yıllığına kiralanmıştır.
Kız Kulesi, İstanbul’un simgelerinden biri olarak Boğaz’ın insanı mest eden fotoğraflarında her zaman yer bulur. Zamanında Damalis ve Leandros gibi isimlerle anılan bu kule, İstanbul’da aşkın ve zarafetin bir simgesi olarak aynı zamanda şehirde romantik bir aktivite yapmak isteyenlere ilham verir. Sevdiklerinizle beraber eski zamanların atmosferini hissetmek için Kız Kulesi gezisi planlayabilirsin.
Kız Kulesi Nerede?
İstanbul’da, Üsküdar semtine bağlı Salacak açıklarındaki küçük bir ada üzerine inşa edilmiş olan Kız Kulesi, İstanbul Boğazı üzerinde bulunur.
Kız Kulesi’ne Nasıl Gidilir?
Kız Kulesi’ne gitmek için Üsküdar ve Kabataş üzerinden yapılan tekne seferlerine katılabilirsiniz. Üsküdar kalkışlı Kız Kulesi seferleri 09.00-17.00 saatleri arasında her 15 dakikada bir yapılıyor. Galataport’tan 11.00, 12.30, 14.15, 15.30, 17.00 saatlerinde gerçekleşiyor.
Kız Kulesi Hakkında Kısa Bilgi
Kız Kulesi’nin tarihi milattan önceki zamanlara kadar uzanmaktadır. Tarihi kanıtlara baktığımızda kuleden ilk olarak MÖ 410 yılında söz edildiğini görüyoruz. Atinalı Alkibiades tarafından inşa edilen kule, Boğaz’dan geçen gemileri kontrol etmek ve vergi almak amacı ile kullanılıyormuş. İstanbul, Roma hakimiyetine geçtikten sonra Bizans İmparatoru Manuel Komnenos (I. Manuil) yapıyı taşlarla güçlendirip tam bir kule olarak tasarlatmış ve bir savunma binası haline getirmiş. Osmanlı zamanında bir kez daha restore edilen kule, mehter takımının gösterilerine sahne olmuştur. Tarihi boyunca birçok kez harap olup tekrar restore edilen bu kule, günümüz itibarıyla Üsküdar’da Salacak açıklarında gidilebilecek bir kafe, müze ve restoran olarak hizmet vermektedir.
Kız Kulesinin Gizemli ve Romantik Sırları
- MÖ 341 yılında Yunanlı Chares (ya da Kharis), kulenin bulunduğu alana eşi için mermerden bir anıt lahit inşa ettirmiş. Kız Kulesi’nin eski isimlerinden biri olan Damalis buradan gelir. Damalis, Chares’in eşinin ismi imiş.
- 12. yy’de Bizans İmparatoru Manuel Komnenos bu bölgeye düşmanı sokmamak için iki tane kule yaptırmış. Biri Mangana Manastırı’nda, yani bugünkü Topkapı Sarayı kıyısında, diğeri de Üsküdar sahilinde yükseliyormuş. Kız Kulesi’nin şimdiki yükseldiği yerde. İki kule arasına zincir geren Komnenos, böylece Boğaz’dan geçen gemileri kontrol altına almış.
- İstanbul’un fethi sırasında Venedikliler bu kuleyi üs olarak kullanmış ve Bizanslılara yardım etmiş.
- Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra bu kuleyi bir kaleye dönüştürmüş ve etrafına toplar yerleştirmiş. istanbul Boğazı’nın güçlü savunması sayesinde buraya pek ihtiyaç duyulmamış ve zaman içinde burası bir gösteri merkezi haline gelmiş.
- Kule aynı zamanda karantina odası ve sürgün yeri olarak da kullanılmış.
- Kız Kulesi’nin eski isimlerini şu şekilde sıralayabiliriz: Arkla, Damalis ve Leandros’un Kulesi.
Kız Kulesi’nin Hikayesi Nedir?
Konu, tarihin en önemli şehirlerinden birinin en gizemli kulelerinden biri olunca ister istemez birçok efsane beraberinde geliyor. İşte, Kız Kulesi’nin başına gelen de bu. Şimdi bu efsanelerden bahsedeceğiz.
Yılanla Gelen Acı Son
İlk efsaneye göre Bizans krallarından birinin kızı olmuş ve kız hakkında bir kehanet ortaya atılmış. Prenses, 18 yaşında bir yılan tarafından sokularak ölecekmiş. Bunu duyan kral, denizin ortasındaki adada bulunan kuleyi restore ettirerek prensesin yaşayabileceği bir alana dönüştürmüş. Prenses 18 yaşına gelince hizmetçilerin getirdiği bir üzüm sepetinin ya da prensese aşık olan genç bir subayın getirdiği çiçek sepetinin içine saklanan yılan adaya ulaşmış ve prensesi sokarak öldürmüş.
Battal Gazi Kız Kulesi’nde
Anlatılan bir diğer efsane ise: Battal Gazi, Selçuklu dönemlerinde Üsküdar tekfurunun kızına aşık olmuş. Bu durumu istemeyen tekfur, kızını Kız Kulesi’ne hapsetmiş; ama Battal Gazi’yi kim tutabilir? Kurtarma macerasından sonra aşıklar kavuşmuş.
Yunan Liderin Acısı
Antik Yunan zamanlarında İstanbul Atinalıların elindeyken buraya Chares isminde bir amiral ya da Kharis isminde bir kral gelmiş. Makedon Kralı I. Filip tehlikesine karşı gönderilen bu amiralın / kralın eşi, İstanbul’da vefat etmiş. Amiral Chares / Kharis çok üzülmüş ve bugün Kız Kulesi olarak bildiğimiz yere dillere destan bir anıt mezar yaptırmış.
Leandros’un Ölümsüz Aşkı
Yunan mitolojisinden gelen bir efsane daha var, ama bu aslında başka bir efsanenin kuleye uyarlanmış ve yıllar boyunca yanlış bir şekilde dilden dile dolandırılmış hali. Denilenlere göre kulenin bugün bulunduğu yerde Afrodit tapınaklarından biri bulunuyormuş ve burada Hero adında bir rahibe yaşıyormuş. Leandros isimli bir genç, rahibeye aşık olmuş ve her gün karşı kıyıdan, tapınağın bulunduğu adaya yüzüyormuş. Hero, Leandros yolunu kaybetmesin diye adada ateş yakarmış. Fırtınalı bir günde ateş sönmüş, Leandros yüzerken yolunu kaybetmiş ve boğularak ölmüş. Biricik aşkının öldüğü duyan Hero da buna dayanamayıp intihar etmiş. Bu hikayenin aslı ise Çanakkale Boğazı’na dayanıyor. Leandros aslında Abydos (Eceabat) bölgesinden Sestus’a (Çanakkale) yüzüyormuş.