Hacı Ömer Sabancı, Sabancı Holding’in kurucusudur. Kayseri ilinin Talas ilçesinden yaya olarak gittiği Adana’da iş hayatına başlamıştır. İşe pamuk ve margarin ticareti ile başladı. Bugün Sabancı Topluluğu’nu meydana getiren sanayi kuruluşlarının temelini oluşturan ilk şirketler, Hacı Ömer Sabancı tarafından kuruldu.
Hacı Ömer Sabancı, 1906’da Kayseri’nin Akçakaya köyünde doğdu. 13 yaşında babası Hacı Arap Sabancı’yı kaybettikten sonra 1920 yılında, köyünden ayrılan Hacı Ömer, 450 kilometrelik yolu yaya olarak katederek Adana’ya göç etti. Adana’daki yeni hayatına pamuk işçisi olarak başlayan Hacı Ömer, kısa sürede işçi müteahhitliğine başladı, bir iki yılda yaptığı tasarruflarla pamuk ticaretinde mütevazı bir iş kurdu. O dönemde yanında çalışan işçiler Hacı Ömer’i “Ağa” diye çağırmaya başladılar. 1928 yılında Sadıka Hanım’la evlendi ve İhsan, Sakıp, Şevket, Erol, Özdemir ve Hacı adında altı erkek çocuk sahibi oldu.
1943 yılında Yağsa’ya ortak olan Hacı Ömer, 1946 yılında arkadaşları ile beraber Marsa’yı aldı. Yaratıcı gücü, ileri görüşü ve yılmayan gayreti sayesinde, başarı zincirine birçok halkalar ekleyen Hacı Ömer önderliğinde, daha sonraki yıllarda sırasıyla Akbank, Bossa Un ve Çırçır Fabrikası, Bossa Tekstil Fabrikası, Oralitsa, Aksigorta, Teknosa kuruldu. 1951 yılında Atlı Köşk’ü alan Hacı Ömer, ailesiyle birlikte İstanbul’a taşınmanın ilk adımlarını da atmış oldu. Hacı Ömer Sabancı Vakfı VAKSA tarafından Hacı Ömer Sabancı adını taşıyan İstanbul’da Galatasaray Lisesi kapalı spor salonu ve VAKSA tarafından yenilenen tarihi Beylerbeyi Lisesi isim olarak Beylerbeyi Hacı Sabancı Anadolu Lisesi olarak değiştirildi, Adana’da kültür merkezi ve teknik öğrenci yurdu, Ankara’da kız öğrenci yurdu, Kayseri ve Van’da ilköğretim okulları yaptırıldı. 1950’li yıllarda Türkiye’nin en zengin adamıydı.
1966 yılında, şeker ve kalp rahatsızlıkları nedeniyle İstanbul Hilton Oteli’nde öldü. Cenazesi vasiyeti üzerine Adana’ya getirilip Asri Mezarlığı’na defnedildi. Son sözleri “Koştuk, şey ettik, vurduk, kırdık, pişirdik, şişirdik. Hepsi boş. İşte elimizdeki.” olmuştur.