Arnavutluk’un Tiran şehrinde yaşayan Erieta Gajtani, ülkesindeki sahillerden topladığı taşları sanat eserlerine dönüştürerek dikkatleri üzerine çekiyor. 60 yaşındaki sanatçı, evini adeta bir “sanat atölyesi”ne dönüştürerek son 8 yıldır taşlardan yaptığı mozaiklerle büyük bir ün kazandı. Gajtani, özellikle taşlardan oluşturduğu portrelerle tanınıyor ve ülkede “taşı konuşturan kadın” olarak biliniyor.
Taşlardan Edebiyat, Tarih ve Doğa Manzaraları
Erieta Gajtani‘nin eserlerinde, yalnızca portreler değil, aynı zamanda doğa manzaraları, tarihi yapılar ve şehir silüetleri de yer alıyor. Arnavutluk’un çeşitli sahillerinden topladığı taşlarla yaptığı sanatsal çalışmalarıyla sanatı ve doğayı birleştiren Gajtani, eserlerine hayat verirken taşın doğal güzelliklerinden ilham alıyor.
Sanatına olan ilgisi çocukluk yıllarına dayanan Gajtani, “Resim sanatına olan ilgim ilkokul yıllarıma kadar uzanıyor ve bu tutku, ailemde yaşanan bazı talihsizliklerin ardından gelişti.” diyor. Gajtani, mozaik sanatına olan ilgisini ise “acı sanat” olarak tanımlıyor.
Taşlarla Başlayan Tutku, Bir Yaşam Tarzına Dönüştü
Gajtani, mozaik yapımına duyduğu tutkuyu şu şekilde ifade ediyor: “Taşları toplamak, onları güzel bir şey yapmak için topladım. Sonrasında bu, kaçamadığım, sevdiğim bir tutkuya dönüştü. Artık bu, ömrümün sonuna kadar devam edeceğim bir sanat dalı oldu.”
Taşlarla çalışmaya başlaması, Arnavutluk’un sahil şehirlerinden Dıraç, Saranda, Himara, Dhermi, Shengjin ve Velipoja gibi yerlerden taşlar toplamasıyla devam etti. Bu taşlar, onun sanatını şekillendiren ilham kaynağını oluşturdu.
Taş, Doğanın Parçası ve Sanatın Bir Aracı
Sanatçı, taşları kullanarak yaratım sürecini doğa ile bütünleştiriyor. Gajtani, taşın kendisinin doğa olduğunu ve doğanın bir parçası olduğunu vurguluyor: “Taşın kendisi doğadır, doğanın bir parçasıdır. Bu nedenle eserlerimde doğaya, tarihe ve kültürel mirasa dokunmaya çalışıyorum.”
Gajtani’nin eserleri, taşların büyüklüğüne ve şekline bağlı olarak bir hafta ile üç ay arasında değişen sürelerde tamamlanıyor. Sanatçı, taşlarla çalışmanın kendisine büyük mutluluk verdiğini ve taşların da kendisini “sevdiğini” düşünüyor.
Eserlerinin Duygusal Yansıması
Gajtani, her bir taşın kendisiyle birlikte farklı bir hikaye taşıdığını belirterek, eserlerine olan sevgisini ve bağlılığını şu şekilde dile getiriyor: “Taşları toplamakla başladığım bu serüven, sanatımın her parçasında duygularımı, düşüncelerimi yansıtmak oldu. Her taş, içindeki anlamla birleştirildiğinde, sanatsal bir bütün haline geliyor.”
Erieta Gajtani, sahillerden topladığı taşlarla sadece sanat yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda Arnavutluk’un doğal güzelliklerini ve kültürünü de yansıtan eşsiz eserler ortaya koyuyor. Bu eşsiz sanatçı, taşları konuşturarak doğanın güzelliklerini sanatla buluşturuyor.